Ana içeriğe atla

#Workshop - Teraryum / Botta Bloom


Herkese Merhaba,

Geçtiğimiz haftalarda katıldığım çok kişinin ilgisini çeken ve hala bana sorular gelen etkinlikten bahsetmek istiyorum size.

Öncelikle Adana'da yaşayan biri olarak çok şikayetçiyim. Çünkü, Adana'da doğru düzgün etkinlik yapılmaz. Yapılsa da duyulmaz, sonradan öğrenilir. O yüzden ben sürekli ortalığı etkinlik var mı ? aktivite duyurusu var mı ? diye tarayan bir insanım. Hem farklı amaca yönelik katılımları seviyorum hem de bu bahane ile tanıştığım yeni insanlarla vakit geçirmek hoşuma gidiyor.

Botta Bloom'da gerçekleşen bu Teraryum Workshop etkinliği de tam referandum haftasının Cumartesi gününe denk gelmişti. O hafta aslında Pazar günü de ayrı bir etkinlik vardı. Fakat, ben 1'sine vakit ayırabileceğimden tabii ki yeşiller içindeki bu workshopı seçtim.

Normalde Ziraat Mühendisi olmama rağmen çiçek bakabilmişliğim görülmemiştir bugüne kadar. Sanırım gereken sevgi ve özeni gösteremiyorum. Benim odak noktam köpeler bildiğiniz gibi (: Neyse çok gevezelik yapmadan nasıl bir etkinlikti fotoğraflarla ve hatırladığım noktalarla anlatmaya çalışayım. Hıı kolaymış ya bende yaparım diyor olabilirsiniz, tabii ki yapabilirsiniz. ancak, bu konuda özveri ile çalışan ve size püf noktalarını verebilen bir hocadan ufacık tüyolar alacağınız bu tip workshoplara katılmanızı şiddetle tavsiye ederim. Ayrıca, benim gibi yetenek düşmanı iseniz hocanızın sizi ' Efsane bir manzara yaratmışsın ' demesi ile motive etmesi de kırmızı yanak sebebi (:

Öncelikle Teraryum'un hikayesini anlatayım, biz ağzımız açık dinledik. 

" Botanik tutkunu bir fizikçi ve 1830’lu yıllarda  Londra’nın havası o kadar kirlidir ki bahçesinde yetiştirdiği bitkiler bu kirli havadan zehirlenip ve ölmektedir. Bir gün, cam kavanozda yetiştirdiği güve kozalarının dibinde eğreltiotunun yeşerdiğini fark ediyor. Dört yıl boyunca bu kavanozu gözlemleyerek olasılıkları inceleyerek denemesini sürdürüyor.

Daha sonra bir marangoza yaptırdığı ahşap ve camdan oluşan bir teraryumda bitkilerini sağlıklı bir şekilde yaşatmayı başarıyor. İşte bu ahşap teraryum bilinen ilk modern teraryumdur ve ‘Wardian Case’ olarak anılır. "

Ayrıca yine çok eski dönemlerde mağaralarda hem saklanan hem de göçebe hayatı yaşayan insanların da bitkileri yetiştirmek için bu yöntemi kullandığı bilinmektedir.

Günümüzde peki ne durumuda Teraryumlar ? Tabii ki yine zirvede. Özellikle iç mimaride ve tasarımda tüm zevklere hitap etme yolunda ilerlemekte. 

Şimdi gelelim yapılışına. İhtiyacımız olan malzemeler tamamen zevkinize göre olsa da ana materyaller zorunlu aynı.

-İstediğiniz modelde cam fanus
-Torf
-Beyaz ince ya da orta büyüklükte taş
-Aktif Karbon
-Maşa (Özellikle kaktüsleri yerleştirirken şahane bir yöntemdi bunu kullanmak)
-Bitkiler (Sukulent, kaktüs vs.)
-İrili ufaklı taşlar, dal parçaları
-Renkli canlı yosunlar
-Fırça (Bitkilerin üzerindeki torf kırıntılarını temizlemek için)


Zemine yıkanmış daha doğrusu ıslak beyaz taşları doldurmakla başlıyoruz.



Seviyesinin çok ince olmaması önemli. Çünkü bu tabaka bitkinin su ihtiyacını dengeleyen nokta. Fazla su orada birikeceği gibi bitki ihtiyaç duyacağı suyu da oradan temin edecek. Bu yüzden çok kalın yaparım diye korkmayın, aksine ince olmamasına özen gösterin. 2,5-3 parmak kalınlığı yeterli.



Daha sonra 1 yemek kaşığı aktif kömürü beyaz taşların üzerini gördüğünüz gibi kapatacak şekilde serpiyoruz.


Sonra torfu yapacağımız şekil doğrultusunda dolduruyoruz. Ben hafif yamaç görüntüsü istediğim ve bu efekti görebilmek için karşı tarafı biraz daha yoğun doldurup, ön tarafa doğru azalttım. Yani eğimli doldurdum.


Bitkileri saksılarından çıkardıktan sonra köklerin hemen hemen yarısını bitkiden ayırıyoruz. Çünkü o haliyle torfa yerleştirmemiz çok zor. Torfta yerleştireceğimiz nokta için ise bitki için oyuk açıyoruz.

Görüntü ve yerleşim için asıl püf nokta: Bitkilerin yerleştikten sonra boyu cam fanusun yarısına denk gelmeli. Üstte olması Teraryum görüntüsünü yok edip, saksı formatına geçmesine neden oluyor.



İşte sonuç; Minimal Dünya'm (; Çok sevdim ben. Resmen kendimi kanyon gezintisi hayalinde buluyorum her baktığımda. 

Workshop'a gitmesem bu kadar incelikli öğrenemezdim, bu kadar keyif alamazdım bence. Sulaması için panik olmanıza gerek yok. Çünkü, çok su isteyen bitkiler değil bunlar.

Bu keyifli etkinlik için Botta Bloom'a tekrar teşekkürler.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, sevgiler (;

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kadife Ip, V Yakalı Kazak

Herkese Merhaba, Bu sefer bambaşka bir yazı ile karşınızdayım. Daha önce burada herhangi bir örgü modeli ya da yapımı anlatmadım sanırım. Instagram ve snapchat hikayelerimde yapmaya başladığımda bile çok soru almaya başlayan, bitiminde ise görüntüsü ve yapımı hakkında sorular almaya devam ettiğim kazağımı dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım. Öncelikle ipim kadife ip olarak geçiyor. İpin markasına ait kağıtları sağ olsun Juliet anında parçaladığı için aklımda ona dair bilgim maalesef yok. Ama marka çok da önemli değil bence. 7 Numara şiş ile ördüm hepsini. 50 ilmek alıp; lastik yapmadan direk düz örgü ile başlayıp, bitirdim. Kola kadar uzunluğunu siz kendi istediğiniz boya göre ayarlayabilirsiniz ama ben 1 şiş + 1/4 şiş boyu olarak hesaplarım genelde.  Istediğim boya geldiğinde kol ayrımını yapmak için hem sağdan hem de soldan 3'er ilmek kestim. Hepsini tek sırada yaptım, Yani gidişte 3 dönüşte de 3 ilmek eksilmiş oldu. Kaldı 44 ilmek (:

#NelerBitti - 12

Herkese Merhaba, 2017 yılının ilk bitenler yazısı ile karşınızdayım. Instagramdan takip edenler bilir ki, Aralık ve Ocak ayı itibari ile her ay başında bitirilecek ürünler ile başlayıp, onları bitirene kadar uğraşıyorum. Elimde hatta eminim hepimizde aynı sorun var, o kadar fazla ürün var ki bir an önce stokları eritip, yeni marka, yeni ürün denemek istiyorum. Hal böyle olunca da yeni ambalaj açmak için ya da alışveriş yapmak için elimdekilerin şişelerinin en azından yarılanması / yarıyı geçmiş olmalarına özen gösteriyorum. Neyse, çok konuştum ne bitti bu 2 ay boyunca görelim ister misiniz ? Moshos Garden , ürünlerini sevmeyen yok zaten bana göre. Yüz yıkama jeli performansına hayran kaldığım bir üründü. Ne kuruttu, ne rahatsız etti. Şahane bir temizleyici. Ayrıca, içeriği de temiz daha ne olsun. Elimdekiler bittiği an yenilenecek. Moshos Garden , Sıcak havlu yüz temizleyici ile tanıştığım günden itibaren kopamadım. Bir kavanoz bitiyor, yenisi açılıyor. Mask

Purederm - Nemlendirici El Maskesi

Herkese Merhaba, Gratis lerde satılan Purederm markasına ait nemlendirici el maskesinden bahsetmek istiyorum size. Bu tip ürünlerin pratikliğini ve kısa sürede verdiği canlı görüntüyü seviyorum. Paketin içinde 1 çift el maskesi bulunuyor. Aslında içi nemlendirici özlerle doldurulmuş eldiven gibi de düşünebilirsiniz. Pakette sağ ve sol el için ayrı eklendiği için yanlış giymeniz ürünün etkisini tam olarak gösterememesine neden olabilir.  Fotoğraflarda gördüğünüz gibi 2 elinize de giyiyorsunuz. Bundan önce ellerinizi ılık su ile yıkıyorsunuz. 25-30 dk beklettikten sonra maskeleri elinizden çıkarıyorsunuz. Çıkardıktan sonra elinizi yıkamanıza gerek yok. Ama bana içindeki fazla geliyor. Bu yüzden ellerimin arasına peçete ekleyip bi tık fazlalığı alıyorum. Yulaf unu, Shea Butter, bal ve diğer antioksidanlar ile zenginleştirilen formülü sayesinde hızlı ve uzun süreli nemlendirme sağlıyor. Ellerinizde de hızlı bir manikür görüntüsü oluşturması mü