Hayat Yayınları, “Aşkla Dokun Hayata” serisi kitapları ile okuyucularını aşkın ayrılıktan kavuşmaya, hüzünden coşkuya kadar tüm duygularını taşıyan bir yolculuğa çıkarıyor.
Hayat Yayınları’nın, Aşkın tüm renklerini kapsayan "Aşkla Dokun Hayata” serisinin ilk dört kitabı "Bana Aşkımızı Anlat”, “Aşk-ı Rana", “Yalnızca Rabbine Yönel” ve "Gülsima Ağlama Ne Olursun" çıktı. Ben şimdilik 2 tanesini okudum sanırım diğerlerini de alacağım...
" Aşkla dokun hayata umut dolsun yüreğin
Aşkla örülsün ömrün, kabul olsun dileğin
Öyle bir sev ki asla bükülmesin bileğin
Aşk kendini gösterir, aşk isteyen insana "
Bana Aşkımızı Anlat bir Zekeriya Efiloğlu kitabı. " Çile çekmeden aşka düşeni görüyorum. Her dem aşk dergahında çilemi örüyorum. " cümleleri ile başlıyor. Cümlelerden de anlaşılıyor Aşk uğruna neler çektiğimiz ama Aşksız da nefes alamadığımız. Aşk dediğimiz sadece karşı cinse olan mı ? Asla. Tüm dünyaya, aldığımız nefese, gördüğümüz göze, kendimizi ne ile mutlu etmek istiyorsak O'na.
" Sevmek en büyük cesaret ve kahramanlıktır " diyor mesela kitapta. Kahramanlık ise büyüklük göstergesidir. Kolay mı sevdiğine insanın kendini adaması, sığınak olması.
" Her veda elveda değildir ey can; belki de bir merhabadır seni lime lime eden heyecan. Her seni terk ediyorum sözünü bir bitiş, bir tükeniş ve bir son olarak algılama. Seni terk ediyorum değil, seni dert ediyorumdur, unutma. " Her ayrılık sonrasında benim gibi her şey bitti diye düşünüyorsanız eminim bu cümleyi en az benim kadar seveceksiniz. Gerçekten umut verici.
Kitap genel anlamda farklı bölümlerden oluşuyor ve her bölümde, bölüme özgü cümlelerle sizi düşünmeye ya da yaşadıklarınızdan ders çıkarmaya yönlendiriyor. Baştan sona Aşk romanı olarak düşünmeyin ayrıca. Hikayelerden oluşan bir kitap. Bu bakımdan okurken kopukluklar yaşadım az da olsa.
Diğer kitap ise Aşk-ı Rana. Güney Utkun'un savaş ve siyaset karmaşasında ortaya çıkardığı bir aşk hikayesi. Zaten ikisi de kendi arasında su götürmez zorlukta konularken bir de bunlara Aşkın katılması düşünün ne hallere getiriyor. " Hayatta bazı anlar vardır; yaşayınca değil okuyunca mutlu olur insan " cümlesi ile başlıyor kitap. Tam bir aşk romanı. Karşılıksız aşk olması üzücü gelse de olayların kurgusu ve ilerleyişi meraklandırıyor okudukça.
" Peki her şeyin bir sebebi varsa, ilk şeyin sebebi nedir ? ". Tüm zorluklar sırasında aklımıza gelen ilk soru değil midir ? Düşünmeye sevk eden, düşündükçe karmaşıklaşan hayatı anlamamızı sağlayan nedir ?
2 kitabı da okumanızı tavsiye ederim. Farklı tarzları okumanın hiç bir negatif yanı olamaz. Ki tüm bu yazılanları yorumlarsak da Aşksız bir hayatı düşünmek imkansız. En zor şartlarda bile bizi hayata bağlayan tek şey aşk ve aşkımıza duyduğumuz saygıdır. Buna ister sevgi diyelim, ister bağlılık ister tutku diyelim ama kaynağı aşk. Neye aşk duyarsanız duyun, en çok kendinize sevginiz olsun. Çünkü insan kendini severek başlarsa her şeye tüm canlılara da aynı şekilde sevgi besler.
Aşk, insanoğlunun kalbinde hala şarkılarını söylemeye devam ediyor. Siz de Hayata Aşkla Dokunmaya Var mısınız?
Bende Aşk-ı Lal ve Elifname yi okudum.Bu kitapları okumak için sabırsızlanıyorum tavsiye için teşekkürler. :)
YanıtlaSilNe mutlu bana fikir verebildiysem, keyifli okumalar (:
SilAŞKI RANAYI OKUDUM ÇOK BEGENDİM TAVSİYE EDERİM
SilTeşekkürler yorumunuz için (:
Sil