Gelelim yeni durağımıza; Olimpos diğer adıyla Olympos. Buraya 4. gelişim. Abartmadım gerçekten öyle sadece geçen sene gidememiştim ondan önce ki 3 sene boyunca ve bu sene yine gittim. İlk giderken ki heyecanı her gidişimde yaşıyorum diyebilirim.
Böylesine sakin, temiz bir denizi bulmak çok zor biliyorum. Ama Olimpos'un senelerdir bozulmayan, korunaklı bir doğası var. Her gittiğimde inşallah bozulmaz diyerek dua ediyorum dolu dolu.
Bu fotoğraflar için makinelerinizde fazla ayarlar, filtreler kullanmanıza gerçekten gerek kalmıyor. Çünkü doğa o kadar enfez bir şekilde dizayn edilmiş ki Tanrı tarafından tam anlamıyla büyüleniyorsunuz.
Kaş'ta ki tatilimi bitirdiğimde 3 günümü de Olimpos'a ayırmıştım. Olimpos benim için tatilden öte şeyler yaşatıyor. Doğa sizi alıp götürüyor, hiç geri getirmese olabilir mesela (: Antik kentin içinden dağ yolundan denize ulaşıyorsunuz. O dönemlerde yaşamak için şu an herşeyimi feda edebilirim. Nasıl güzel yerlerde yaşamışlar. Hikayelerini okudukça insan kendine geçiyor resmen.
Antik Kenti gezmenizi şiddetle tavsiye ederim. Yapılar gerçekten o günlere götürüyor sizi. Antik Kenti gezerken ormanın iyice içlerine de girdiğiniz için geziniz tam anlamıyla doğayla anlam kazanıyor. Her gittiğimde de gözümden bir yerleri kaçırdığımı fark ediyorum.
Olimpos'ta Türkmen Ağaç Evleri'nde kaldım. Buraların benim için en güzel tesisi. Yemek sırasından şikayetçi olan çok oluyor ama bence çok da önemli bir problem değil yani. Yemek öncesi ve sonrası olan zamanlarda tesisin sağladığı ortam daha önemli. Bu sene şansımdan her gece canlı müzik de vardı ve tatil keyfini doya doya yaşattı. Siz yemek yerken başlayan müzik gece geç saatlere kadar devam ediyor. Odanıza gitseniz bile müzik sesi kulağınızda, Olimpos'un muhteşem ortamı bünyenizde misss (: Çiçeklere sarılmamdan anlaşılıyor sanırım ne kadar mutlu oldum.
Yazımın sonuna gelirken sizlere Olimpos hatıraları ile veda etmek istiyorum. Bunu alırken ufak bir totem yaptım tabi. Aşk gelsin dedim, arabamda her sabah aynı dilekle karşılıyorum bu bebekleri de. Ve paket yapılırken farketmediğim, Adana'ya geldiğimde açıp gördüğümde şok olduğum mağazada ki satıcının da küçük, sevimli notu. Hepimize aşk gelsin o zaman (:
Şortlar; LCW, Elbise: Mango (Eski sezonlardan), Papağanlı Atlet: LCW, Beyaz Atlet: GAP, Tulum: LCW, Şal: Sosyete Pazarı, Şapka: Annanemden hediye, Güneş Gözlüğü: Rayban, Saat: Lacoste, Ayakkabılar: Adidas, Converse, Çanta: Furla Candy Bag
ne güzel ne renkli bi poost olmuş Olimposa bi türlü gidemedim :) bu arada blogumda bi çekiliş var beklerim canım
YanıtlaSiltşkler canım (: umarım gidebilirsin bir gün (; gelirim cnm bloguna da sağol davetin için (:
Sil